9786255536426
984839

https://www.nebekitap.com/bir-daha-leyla-ile-mecnun-yazilmayacak-askin-toplumsal-olumune-dair-bir-sosyoloji
Bir Daha Leyla ile Mecnun Yazılmayacak;Aşkın Toplumsal Ölümüne Dair Bir Sosyoloji
170.00
Aşkın tarihsel, kültürel ve toplumsal dönüşümünü sosyolojik bir perspektifle ele almaktadır. Emrullah Zorlu, klasik Leyla ile
Mecnun anlatısından hareketle aşkın toplumsal hafızadaki yerini, değişen duygusal rejimleri ve modern dünyadaki anlam
kaybını tartışır. Eser, beş bölümde; feodal toplumun “karşılıksız ve uzak” aşk anlayışını, şehirleşmenin getirdiği bireyselleşmiş
ve rasyonelleştirilmiş aşk biçimlerini, dijitalleşmenin yarattığı yüzeyselleşmiş ilişkileri ve modern yalnızlık endüstrisini inceler.
Yazar, aşkın yalnızca bireysel bir duygu değil, toplumsal normlar, cinsiyet rolleri ve kültürel değerlerle şekillenen bir olgu
olduğunu vurgular. Mecnun'un çölü, bir coğrafyadan ziyade toplumsal düzene karşı bir duruşun metaforu olarak okunur;
Leyla'nın sessizliği ise kadınlık, bekleyiş ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin sembolü olarak değerlendirilir. Modern çağda aşk,
algoritmalar, veri analizleri ve sosyal medya kültürü içinde ticarileşmiş, duygusal derinliğini kaybetmiştir. Eser, aşkın kaybını
bir kültürel yas olarak ele alırken, yeni bir toplumsal aşk imkânının var olup olamayacağını sorgular. Heidegger, Fromm,
Bauman, Illouz, Giddens, Barthes gibi düşünürlerden yararlanılarak geliştirilen analizlerde, aşkın bireysel tatminin ötesinde
toplumsal anlam üretimindeki rolü tartışılır. Kitap, aşkın bugünkü durumunu eleştirel biçimde analiz etmekte, geçmişin
derinlikli bağları ile günümüzün yüzeysel ilişkileri arasında karşılaştırmalar yaparak okuyucuya hem sosyolojik hem de felsefi
bir bakış sunmaktadır.
Aşkın tarihsel, kültürel ve toplumsal dönüşümünü sosyolojik bir perspektifle ele almaktadır. Emrullah Zorlu, klasik Leyla ile
Mecnun anlatısından hareketle aşkın toplumsal hafızadaki yerini, değişen duygusal rejimleri ve modern dünyadaki anlam
kaybını tartışır. Eser, beş bölümde; feodal toplumun “karşılıksız ve uzak” aşk anlayışını, şehirleşmenin getirdiği bireyselleşmiş
ve rasyonelleştirilmiş aşk biçimlerini, dijitalleşmenin yarattığı yüzeyselleşmiş ilişkileri ve modern yalnızlık endüstrisini inceler.
Yazar, aşkın yalnızca bireysel bir duygu değil, toplumsal normlar, cinsiyet rolleri ve kültürel değerlerle şekillenen bir olgu
olduğunu vurgular. Mecnun'un çölü, bir coğrafyadan ziyade toplumsal düzene karşı bir duruşun metaforu olarak okunur;
Leyla'nın sessizliği ise kadınlık, bekleyiş ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin sembolü olarak değerlendirilir. Modern çağda aşk,
algoritmalar, veri analizleri ve sosyal medya kültürü içinde ticarileşmiş, duygusal derinliğini kaybetmiştir. Eser, aşkın kaybını
bir kültürel yas olarak ele alırken, yeni bir toplumsal aşk imkânının var olup olamayacağını sorgular. Heidegger, Fromm,
Bauman, Illouz, Giddens, Barthes gibi düşünürlerden yararlanılarak geliştirilen analizlerde, aşkın bireysel tatminin ötesinde
toplumsal anlam üretimindeki rolü tartışılır. Kitap, aşkın bugünkü durumunu eleştirel biçimde analiz etmekte, geçmişin
derinlikli bağları ile günümüzün yüzeysel ilişkileri arasında karşılaştırmalar yaparak okuyucuya hem sosyolojik hem de felsefi
bir bakış sunmaktadır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.