9786255576446
984655

https://www.nebekitap.com/sozdiziminin-klasik-kokenleri-hatib-el-iskafi-ve-lafzi-mutesabih-literaturu
Sözdiziminin Klasik Kökenleri;Hatîb el-İskâfî ve Lafzî Müteşâbih Literatürü
168.00
Sözdizimi/nazım, Kur'ân'ın i‘câzı meselesiyle doğrudan irtibatlı olduğu için İslâmî ilim
geleneğinde Arap belâgatı/edebiyatı, tefsir ve kelam gibi disiplinlerin ortak ilgi alanı
olmuştur. Câhız'dan (ö. 255/869) itibaren i‘câzın temel yönü olarak ön plana çıkarılan
sözdizimi, Abdülkâhir Cürcânî'ye (ö. 471/1078-79) kadar önemli aşamalar kaydetmiştir.
İskâfî'nin (ö. 420/1029) lafzen benzer ayetler özelinde ortaya koyduğu birikim, söz konusu
gelişimin önemli ve somut klasik tezahürlerinden biridir. Lafızları itibariyle birbirlerine
benzeyen ancak takdîm-tehîr, zikir-hazif, tarîf-tenkîr, idmâr-izhâr ve fasıl-vasıl gibi
noktalardan farklılaşan Kur'ân ayetlerini inceleyen lafzî müteşâbih çalışmaları erken
dönemden itibaren başlamıştır. Kurrâ ve hafızların benzer ayetleri birbirine karıştırmalarını
önlemek ve hıfzı kolaylaştırmak maksadıyla konuyla ilk olarak kıraat âlimleri ilgilenmişlerdir.
Bu bağlamda yedi kıraat imamlarından Kisâî (ö. 189/805), Müteşâbihü'l-Kur'ân adlı eseriyle
konuya dair ilk müstakil eseri telif etmiştir. Bu ilk çalışmalar lafzî müteşâbih ayetleri sadece
bir araya getirirken onları açıklama hususunda herhangi bir hedef gütmemiştir.
Hatîb el-İskâfî (ö. 420/1029) Dürretü't-tenzîl ve ğürretü't-tevîl eseriyle bu konudaki ilk
müstakil çalışmayı yaparak lafzen müteşâbih ayetlerin birbirlerinden farklılaşma gerekçelerini
irdelemiş ve kendisinden sonra oluşacak bir literatüre öncülük etmiştir. İskâfî, bu eserinde
lafzî müteşâbih ayetleri Mushaf tertibine uygun olarak ayrıntılı bir tahlile tabi tutmuştur.
Ayetlerin takdîm-tehîr, zikir-hazif, tarîf-tenkîr, idmâr-izhâr, tekrar, tekit, atıf harflerinin
kullanımı, isim-fiil kullanımı ve fasıl-vasıl gibi sözdizimi uygulamaları noktasından farklılaşma
gerekçelerini irdeleyen eser önemli bir sözdizimi incelemesidir. Ancak Dürretü't-tenzîl eseri
ve lafzî müteşâbih çalışmalarının sözdizimiyle irtibatları literatürde yeterli derecede
kurulamamıştır. Bundan dolayı Dürretü't-tenzîl eserini ve netice itibariyle lafzî müteşâbih
literatürünü sözdizimi geleneğinin bir parçası haline getirmek çalışmanın temel amacıdır.
Sözdizimi/nazım, Kur'ân'ın i‘câzı meselesiyle doğrudan irtibatlı olduğu için İslâmî ilim
geleneğinde Arap belâgatı/edebiyatı, tefsir ve kelam gibi disiplinlerin ortak ilgi alanı
olmuştur. Câhız'dan (ö. 255/869) itibaren i‘câzın temel yönü olarak ön plana çıkarılan
sözdizimi, Abdülkâhir Cürcânî'ye (ö. 471/1078-79) kadar önemli aşamalar kaydetmiştir.
İskâfî'nin (ö. 420/1029) lafzen benzer ayetler özelinde ortaya koyduğu birikim, söz konusu
gelişimin önemli ve somut klasik tezahürlerinden biridir. Lafızları itibariyle birbirlerine
benzeyen ancak takdîm-tehîr, zikir-hazif, tarîf-tenkîr, idmâr-izhâr ve fasıl-vasıl gibi
noktalardan farklılaşan Kur'ân ayetlerini inceleyen lafzî müteşâbih çalışmaları erken
dönemden itibaren başlamıştır. Kurrâ ve hafızların benzer ayetleri birbirine karıştırmalarını
önlemek ve hıfzı kolaylaştırmak maksadıyla konuyla ilk olarak kıraat âlimleri ilgilenmişlerdir.
Bu bağlamda yedi kıraat imamlarından Kisâî (ö. 189/805), Müteşâbihü'l-Kur'ân adlı eseriyle
konuya dair ilk müstakil eseri telif etmiştir. Bu ilk çalışmalar lafzî müteşâbih ayetleri sadece
bir araya getirirken onları açıklama hususunda herhangi bir hedef gütmemiştir.
Hatîb el-İskâfî (ö. 420/1029) Dürretü't-tenzîl ve ğürretü't-tevîl eseriyle bu konudaki ilk
müstakil çalışmayı yaparak lafzen müteşâbih ayetlerin birbirlerinden farklılaşma gerekçelerini
irdelemiş ve kendisinden sonra oluşacak bir literatüre öncülük etmiştir. İskâfî, bu eserinde
lafzî müteşâbih ayetleri Mushaf tertibine uygun olarak ayrıntılı bir tahlile tabi tutmuştur.
Ayetlerin takdîm-tehîr, zikir-hazif, tarîf-tenkîr, idmâr-izhâr, tekrar, tekit, atıf harflerinin
kullanımı, isim-fiil kullanımı ve fasıl-vasıl gibi sözdizimi uygulamaları noktasından farklılaşma
gerekçelerini irdeleyen eser önemli bir sözdizimi incelemesidir. Ancak Dürretü't-tenzîl eseri
ve lafzî müteşâbih çalışmalarının sözdizimiyle irtibatları literatürde yeterli derecede
kurulamamıştır. Bundan dolayı Dürretü't-tenzîl eserini ve netice itibariyle lafzî müteşâbih
literatürünü sözdizimi geleneğinin bir parçası haline getirmek çalışmanın temel amacıdır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.